Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Şimdilerde grip yani influenza enfeksiyonları doruğa çıkarken, Kovid vakalarında da önemli bir artış yaşanıyor. Ne yazık ki bu enfeksiyonlar sağlığımızı çok ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Ancak söz konusu bu hastalıklara karşı direncimizi ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmek mümkün. Çünkü kış kendi bereketiyle geliyor. Bereketin ötesinde mevsim sebzelerinin kendilerine has olağanüstü faydalı özellikleri bulunuyor. Yani kış aylarının gelmesiyle birlikte artan hastalıkların şifasını da yine doğa bize sunduğu besinlerle veriyor.
Kış sebzelerinin en önemli özelliğinin vitamin, mineral, antioksidan ve liflerden çok zengin olmaları olduğunu söyleyen Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, “İşte bu noktada liflere özelliklere değinmek istiyorum. Bizim bağışıklık sistemimizin en önemli unsuru mikrobiyom ya da mikrobiyota dediğimiz faydalı bağırsak bakterilerimizin nüfusudur. Bağırsaklarımızdaki bu faydalı probiyotik bakteriler aynı zamanda bağırsaklarımızdaki bağışıklık sistemi hücreleriyle yakın bir ilişki içindeler.?Dolayısıyla faydalı probiyotik bakteri nüfusu ne kadar fazla ve sağlıklı olursa bağışıklık sistemimiz de o oranda güçlü oluyor” dedi.
“Bağırsaklardaki faydalı probiyotik bakterilerin yegâne gıdası liflerdir. Dolayısıyla bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin ilk adımı bu bakterilerimizi ihtiyacı olan liflerle beslemektir. İşte burada kış sebzeleri devreye giriyor. Kış sebzeleri özellikle de brokoli, lahana, karnabahar, ıspanak ve pırasa gibi sebzelerin en önemli özelliklerinden biri de liflerden çok zengin olmaları. Tabii bu sebzelerin içerindeki vitamin, mineral ve antioksidanlar da işin cabası. Yani doğa bize sunduğu faydalı kış sebzeleriyle neler yememiz gerektiğini zaten söylüyor. Kış sebzelerini düzenli olarak ve değişik şekillerde kullanmak sağlığımızın en önemli sigortalarında biri. Lif deyince kompleks karbonhidratlar ve lif zengini diğer gıdaları da unutmamak gerekir.” – Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu
‘GÜNDE YUMRUK KADAR MEYVE SİGORTAMIZ’
Bakliyat, tam tahıllar, yulaf ezmesi, keten tohumu, ceviz gibi kuru yemişlerin aynı zamanda liflerden de çok zengin olduğuna değinen Prof. Dr. Yörükoğlu, “Bağışıklık sistemini güçlendirmenin bir yolu da vitaminlerden zengin beslenmektir. Doğa bu konuda da bize yardımcı oluyor. Başta C vitamini olmak üzere vitaminler ve antioksidanlardan zengin kış meyvelerinden portakal, mandalina, greyfurt ve meyvelerin kraliçesi olarak adlandırılan narı ihmal etmemek gerekir. Günde bir porsiyon yani yumruk kadar meyve yemek sağlığımızın en önemli sigortalarından biri” diye konuştu.
EN İYİ VİRÜSSAVAR SARIMSAK, KEKİK, ZEYTİN YAPRAĞI
“Hastalıklara karşı kış beslenmesinin bir diğer stratejisi de virüslere karşı etkili olduğunu bildiğimiz bazı besinleri kullanmak” diyen Yörükoğlu, “Virüslere karşı etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanan gıdalar var. Bunlar; sarımsak, kekik, biberiye, nane, zencefil, fesleğen ve zeytin yaprağı. Sarımsak binlerce yıldır sağlıklı özellikleri nedeniyle kullanılan bir besin. Antibiyotik ve antiviral etkilere sahip olan sarımsağı, diş diş yemek çok akıllı bir iş değil. Ancak bu mevsimde sarımsağın uyabildiği her türlü yemeğe bol miktarda eklemekte büyük fayda var” bilgilerini paylaştı.
Antiviral etkisi olduğunu bildiğimiz kekik, biberiye, nane, zencefil, fesleğen ve zeytin yaprağının ise normal çaya katılabileceği gibi kendilerine has özel çaylar şeklinde de hazırlanıp içilebileceğini aktaran Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, “Zeytin yaprağı ile hazırlanan çaylarda bulunan ‘oleo rupin’ denilen bir maddenin antiviral etkileri bilimsel olarak kanıtlandı” dedi.
D VİTAMİNİ OLMAZSA OLMAZ
Kış beslenmesinde D vitamininin de olmazsa olmaz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, “D vitamini başlı başına bir besin olmamakla birlikte sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz açısından fevkalade önemli bir madde. Özellikle kış aylarında D vitamininden zengin gıdaların yenilmesi ve gerekiyorsa D vitamini takviyesi alınması hastalıklardan korunma bakımından son derece önemli. Yapılan bilimsel çalışmalar D vitamini yeterli olan kişilerde viral üst solunum yolu hastalıklarının daha az görüldüğünü, görüldüğü zaman daha hafif geçtiğini bize gösteriyor. Buna karşılık D vitamini düzeyi düşük olan kişilerde bağışıklık sisteminin yavaşlaması ve zayıflaması nedeniyle hastalıkların çok daha ağır geçtiği bilimsel olarak kanıtlandı” açıklamasını yaptı.
“Özetleyecek olursak haftanın üç günü kış sebzelerinden en az birini yemeyi hedefleyelim. Günde bir porsiyon meyve tüketelim. Bakliyat enerji metabolizmamızın ihtiyacı olan kompleks karbonhidratları ve lifleri temin etmek bakımından çok önemli. Haftada üç gün fasulye, mercimek veya nohut yemeliyiz. Haftada 2 gün balık yemeli, yiyemiyorsak D vitamini takviyesi almalıyız. Gün içinde değişik bitki çayları içmek ilave bir fayda ve koruma sağlar. Bu arada geleneklerimizi de unutmamız gerekir. Annemizin bize hazırladığı sıcak bir mercimek çorbası, güzel bir sebze çorbası ya da sebzeli bir tavuk çorbasını ihmal etmemek gerekiyor. Son olarak baharatların yüksek antioksidan kapasitesi nedeniyle son derece önemliyken, uygun olan yemeklere bol bol katılmasında büyük fayda var.” – Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu