Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bünyamin YAVUZ
Barınma, sağlık, elektrik, su, telekomünikasyon, ulaşım, eğitim, güvenlik, trafik, enkaz kaldırma ve asbest tehlikesi, iş gücü kaybı, ekonomi, tarihi dokunun kaybı ve demografik yapı gibi her türlü sorunun hala devam ediyor olması, şehrimiz insanını çaresiz bırakmıştır.
Hatay’daki işyerlerinin yeniden ayağa kalkabilmesi ve iş hayatının başlayabilmesi, istihdamın yeniden sağlanabilmesi için, ilimize özel teşvikler, hibe desteklerinin ve işletmelere faizsiz ve uzun vadeli kredilerin verilmesi ayrıca verilecek hibenin, işyerinin büyüklüğü, üretim miktarı ve pazar payıyla orantılı olması gözetilmelidir. Depremin iş hayatına en büyük etkisi başta maddi olmakla birlikte, aynı zamanda travmaların ve psikolojik bunalımların yaşanması şeklindedir.
Girişimcinin işyeri yıkılmış, makine ve ekipmanları enkaz altında kalmış, ağır hasar görmüş ya da yağmalanmıştır. Çalışanları vefat etmiş, yaralanmış ya da şehirden göç etmiştir. Bu nedenle, çalışan sayısında ciddi bir düşüş olmuştur. Deprem sonrası yaşam standartlarının sağlık ve eğitim olanaklarının oldukça kısıtlı olması da göç eden çalışanların şehre geri gelmesine engel oluyor.
Ayrıca bazı çalışanların oldukça yüksek ücret istemesi nedeniyle, çalışanlarını kaybeden girişimci sayısı oldukça fazladır. Girişimcilerin küçük bir bölümü, az hasar görmüş işyerini kendi maddi olanaklarıyla tadilat ettirmiştir.
Nitelikli iş gücünün şehre geri dönüşü sağlanmalı
Tadilat yapacak usta sayısının az olması, hem işin yapılmasına engel olmakta, işçilik fiyatlarının da oldukça yüksek olmasına sebebiyet veriyor. Bu durum, girişimciye ek maddi yükler getiriyor. İşyeri yıkılan girişimciler, işyeri bulma sıkıntısı yanı sıra fahiş oranlardaki kira ücretleriyle de savaşıyor.
En kısa süre içinde, şehri terk eden nitelikli iş gücünün, kısmen de olsa şehre geri dönüşünü sağlayıcı imkânlar ve ayrıcalıklar sağlanması dışında, mesleki eğitim çalışmalarının artırılarak, mevcuttaki nüfusun, iş gücü olarak değerlendirilmesi bölgemiz için oldukça önemlidir. Bunun kapsamda, mesleki eğitim ya da iş başı eğitim gerçekleştirilebilecek alanların, geliştirilmesi elzemdir. Aynı şekilde şehrimizin yeniden ayağa kaldırılması için, ihtiyaç duyulan, nitelikli iş gücü, inşaat sektöründe de bulunamıyor.
Tüm bunların arka planında, bölgeye gelen kısıtlı kaynak ve desteğin, doğru kurumlar ile iş gücüyle yönlendirilmesi ve amacına uygun kullanılması gerekiyor. Özel olarak ne yapılması gerektiğinden ziyade devletimizin bölgeyi “Özel Afet Bölgesi” ilan ederek tüm kontrolü eline alarak teşvik, hibe ve desteklerin olabildiğince artırılması gerekiyor. Yeniden yapılanma sürecinde de yerel halkın, sivil toplum kuruluşlarının ve kanaat önderlerinin fikirleri alınarak karar alınması gerekiyor.