Türk Ticaret Bankasının hizmet tarihi belli oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, TİM, Türk Eximbank, 61 ihracatçı birliği ve 20 bankanın ortaklığında kurulan İhracatı Geliştirme (İGE) AŞ’nin satın aldığı Türk Ticaret Bankasının, 2024’ün ikinci yarısından itibaren bazı ürünlerle beraber ihracatçılara hizmet vermeye başlayacağını ifade ederek, “Banka ile ilgili çalışmalarımız şu anda devam ediyor. Yönetim kurulunu oluşturduk. İhracatçılara, üreticilere kredi verecek. Bankanın, ihracatçı şirketlerden mevduat da alabilecek bir yapısı olacak.” dedi.
Gültepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ihracatçılar için 2023’ün nasıl geçtiğine değinerek, 2024 için hedeflerini paylaştı.
Dün akşam açıklanan asgari ücrete ilişkin değerlendirmede bulunan Gültepe, döviz kuru asgari ücrete yapılan zamma paralel olarak artmadığı takdirde 2023’ün ikinci yarısında yaşadıkları problemin aynı şekilde devam edeceğini kaydetti.
Gültepe, “Ne problemi? İhracatçı için fiyat tutturma problemi, satma problemi, istediğin büyümeyi yapma problemi. İstihdamın artışı noktasındaki özellikle sanayi tarafında emek yoğun olan sektörler daha kırılgan olmaya başlar. Dövizin artışı konusunda, yapmış olduğumuz toplantılarda girdi maliyetlerinin paralelinde gitmesi gerektiğini Merkez Bankası Başkanımıza ve etrafıma söylüyorum. Zaten şu anda bir rekabetçilik bir problem. Bir yaşıyorsak eğer, artmazsa iki yaşarız.” şeklinde konuştu.
Ekonominin bir anda yukarıya doğru çıkarılmadığını ve hala bir mücadele verildiğini ifade eden Gültepe, ihracatçılar ve üreticiler olarak ellerinde geldiği kadarıyla 2024’te para kazanma değil, ayakta durma politikasıyla ilerlediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Zor bir dönemden geçiliyor. Enflasyonun zirve yaptığı noktalarda kurun çok fazla artmadığı noktalarda ister istemez Türkiye pahalı oluyor, yüzde 10-40 arasında. Talep düştü, pahalı kaldık. Türkiye pahalı olunca Türkiye’de hem ithalat çok fazla artıyor hem de ihracat yapamıyoruz. Hazır giyim nezdinde baktığınız zaman Türk markaları eskiden yüzde 80-90’ın üzerinde Türkiye’de imalat yaparken şu anda minimum yüzde 30-40 ile dışardalar. Niye dışarıdalar? Dışarısı çok daha uygun ve ucuz. İhracatı ve üretimi kaydırıyor yurt dışına. İçeri girdikten sonra işte az önce söylediğim noktalarda Türkiye’de yapsa satma problemiyle karşı karşıya kalacak. İngiltere’de bir mamulü satın aldığı zaman eğer Türkiye’den daha ucuzsa buradan almazsın. Dolayısıyla böyle bir şey olunca orada da bir satış problemi yaşıyor. Yapılan fiyat artışları dolayısıyla hem bir satış problemi hem de ihracatta aynı şekilde problem yaşanıyor.”
“Türkiye’nin bütün sektörlere göre farklı bölgelerde stratejik planlama yapması gerekiyor”
TİM Başkanı Gültepe, ihracatçılar nezdinde siparişte en fazla düşüş olan sektörlere de değinerek, çelik, hazır giyim, tekstil, mobilya gibi Türkiye’nin yüzde 50 ihracatını yapan 12 sektörde düşüş olduğunu vurguladı.
Gültepe, “Yüzde 9-15 arasında düşüş var. Toplam miktarda yüzde 10 bir azalış var. Toplam Türkiye’nin ihracatında miktar bazında yüzde 9 bir azalış var. Bu 12 sektör ekside diğer 15 sektörümüz artıda. Dolayısıyla öbürlerinin artışları daha iyi olduğu için rakam da yüksek olunca diğerlerinin azalışlarını kapatıyor. Otomotiv, makine, elektrik-elektronik, mücevherat, hububat, gıda sektörleri artıda. Dolayısıyla onların artışı buradaki eksikliğiyle beraber bir tık daha fazla yukarıda olduğu için otomatik olarak Türkiye’nin ihracatında yüzde 1,5-2 artış gözüküyor şu anda.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 2028’de ihracatta 375 milyar doları, ondan bir 5 sene sonra ya da 7 sene sonra 500 milyar doları yakalayabilmesi için bütün sektörlere göre farklı bölgelerde stratejik planlaması yapması gerektiğinin altını çizen Gültepe, Türkiye’nin kümelenme denilen modele geçmesinin daha doğru olacağını belirtti.
“Türkiye, markalaşmayı hemen değil 15-20 senelik sürecin sonunda yakaladı”
Mustafa Gültepe, önemli olanın topyekun o sektörlerin dünyadaki rakiplerine karşı rekabetçi olabilme stratejilerini ortaya koymak olduğuna dikkati çekerek, “Şimdi biz Türkiye, Mısır gibi olsun demiyoruz. Türkiye’nin ligi farklı. Kategorimiz farklı ama yerimizde durmalıyım, üstüne bir şeyler koymalıyız. Problemimiz bu yerinde durma.” dedi.
Markalaşmaya vurgu yapan TİM Başkanı Gültepe, şunları kaydetti:
“Bana göre Türkiye’de markalaşma çoğu sektörde oldu. Daha iyisi olabilir miydi? Olabilirdi ama sonuçta olduğunuz coğrafyada sürekli bir aksiyon var. Gerek siyasi aksiyon var gerek ekonomik aksiyonlar. Şu anda toplamda Türkiye’nin dışarıda farklı farklı sektörlerde 5 bin 500’den fazla yakın mağazası var. Bu bir neyin göstergesi? Markalaşmanın göstergesi. Bir ülkede de bir anda 15-20 marka çıkma şansı yok. Türkiye’de yavaş yavaş yakalandı. Tabii üzerinde konulabilir ama 15 seneden bahsediyoruz. 15-20 senedir bunlar yapıldı. 2002-2003’ten sonra bu markalar, mağazalar son 20 yılda aslında ortaya çıktı. Üretimde de Türkiye bir marka. Ara üretimde de bir marka. Marka olmanın arkasında üretim gücü vardır. Sonuçta üretim kolay bir şey değil.”
“Yılı 255 milyar doların üzerinde geçen senenin üstünde bir rakamla kapatmış olacağız”
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, yıl sonuna da değinerek, yılın başında başlarken aslında 265 milyar dolar hedeflediklerini ancak olan konjonktürel hareketler, ekonomik problemler ve taleplerin düşmesiyle beraber tekrar 255 milyar dolar olarak hedeflerini revize ettiklerini söyledi.
Gültepe, “Şu anda yılı kapattığımız zaman, 255 milyar doların üzerinde geçen senenin üstünde bir rakamla kapatmış olacağız gibi gözüküyor. En azından bir büyüme olması, kuzeyinde ve güneyinde savaşın olduğu, dünya ekonomisinde problemlerin yaşandığı bir yerde bence taktire şayan bir ihracattır diye düşünüyorum. 2024 için hedef belli. 267 milyar dolarlık bir hedef Orta Vadeli Plan’da (OVP) da açıklandı. Bizim için de aynı şekilde. 2028’i çalıştık. 2028 için 375 milyar dolara yakın biz de o şekilde onu yakalayabileceğimizi sektörde paylaştık ama tabii dünyadaki özellikle gelişmeler 12. Kalkınma Planı’nın tutmasına çok büyük etki eder bir diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
2024’ün ilk 3-4 ayının 2023’ün son 3-4 ayı gibi geçebileceğinin, bahardan sonra daha iyi canlanabileceğinin altını çizen Gültepe, biraz daha savaşların minimize olup, biraz daha barışçıl bir dünyaya dönebileceğini düşünerek daha olumlu ve iyimser olabileceğini aktardı.
Gültepe, “Ortaya konmuş olan ekonomik politikalar ile enflasyonun hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak aşağı düşmeye başlamasından sonra insanların biraz daha dizginli olacağını düşünüyorum. Bu yüzden biraz daha iyimser olduğumu söyleyebilirim.” değerlendirmesinde bulundu.
“Girdi maliyetlerine göre dövizin artmadığı taktirde bir kırılganlık olacak”
Mustafa Gültepe, en büyük riskin içerideki kırılganlık oluğunu söyleyerek, girdi maliyetlerine göre dövizin artmaması halinde bir kırılganlık olacağını ifade etti.
Gültepe, “Döviz artmazsa fiyat tutturma sorunu yaşanır. Ekonominin düzelmesiyle beraber ikinci yarıda faizler düşmeye başlar. Çünkü krediyi bulma noktasında iyileşmeler çok oldu. Fakat yüzde 45-50 ile onları alıp üretim yapmak kolay bir şey değil. O yüzden ikinci yarıdan sonra ineceğini düşünüyorum.” dedi.
Geçmiş dönemde problemli yaşanan ülkelerle ilişkilerin 2023’te normalleştirildiğini kaydeden Gültepe, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerle ticaret hacminin tekrardan arttığını belirtti.
Gültepe, geçen yıla oranla ticaret hacminde Suudi Arabistan ile yüzde 146, BAE ile de yüzde 67 artış yakalandığını vurgulayarak, “Bizim de amacımız Türkiye’nin güçlü olmadığı ülkelerde yeni yapacak olduğumuz çalışmalarla ticari heyetler, fuarlar bunlarla beraber bunları Türkiye’yi tanıtmak. Nedir bunlar? Hem Amerika başta olmak üzere farklı farklı eyaletleriyle Kuzey Amerika ve Güney Amerika tarafları hem de uzak pazarlar demiş olduğumuz diğer ülkeler. Bir de tabii son dönemlerde özellikle Körfez ülkeleriyle Türkiye’nin sıcak ilişkileriyle ilgili yaşanmış olan sıcaklığın rakamlara önümüzdeki dönemi daha farklı bir şekilde döneceğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Körfez bölgesindeki bazı ülkelerle ticarette yüzde 30’un üzerinde bir artış olabileceğini ve bu pazarda gittikçe güçlenmeyi beklediklerini anlatan Gültepe, ayrıca BAE başta olmak üzere bu ülkelerle Afrika taraflarında beraber farklı bir çalışma içerisine girilebileceğini, farklı farklı projelere başlanabileceğini söyledi.
“Banka faaliyetlerinin yüzde 90’ı ihracat ağırlıklı ve şirketsel bazda olacak”
TİM Başkanı Gültepe, ticari krediler ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ile olan görüşmesine de değinerek, beklentilerinin çoğunun gerçekleştiğini kaydetti.
Gültepe, “Normalleşme sürecine yüzde 90 bana göre yaklaşıldı. Biraz maliyetleri yüksek. Onların üzerine işte dediğim gibi enflasyon aşağı doğru inmeye başlayınca tekrar dile getirilecek.” dedi.
2021’de İhracatı Geliştirme AŞ’yi kurduklarını, şu ana kadar 13 bin firmaya teminat verildiğini, yaklaşık 54 milyar lira kredi kullandırımı yapıldığını aktaran Gültepe, şunları söyledi:
“Türk Ticaret Bankasıyla beraber orta vadede yine ihracatçılarımıza sektör ve ürün bazlı hizmetler sunacağız. Banka ile ilgili çalışmalarımız şu anda devam ediyor. Yönetim kurulunu oluşturduk. Ana temasını belirleyeceğiz. Yani yüzde 90’ı ihracat ağırlıklı ve şirketsel bazda kurumsal bir hizmet sunmayı düşünüyoruz. İhracatçılara, üreticilere kredi verecek. Eximbank’a benzer bir konumu olacak. Bankanın ihracatçı şirketlerden mevduat da alabilecek bir yapısı olacak. İhracatçı birliklerinin olduğu belli başlı yerlerde şubeleri olacak ancak daha fazla dijital bankacılık ön planda olacak. Türk Ticaret Bankasını, 2024’ün ikinci yarısından itibaren bazı ürünlerle beraber ihracatçılara hizmet vermek üzere ortaya çıkarmayı düşünüyoruz.”
Gültepe, İsrail’e ihracatın bu yıl yüzde 23,6 düştüğünü, savaş dönemindeki azalışın ise yüzde 50 olduğunu bildirdi.